Keyif için oynayacak

Dostlar Tiyatrosu 'Ben Feuerbach' adlı ünlü oyunu 'Oyuncu' adıyla sahneleyecek. Genco Erkal, tüm diğer çalışmalarından farklı olarak bu kez kendi keyfi için oynadığını söylüyor.

................................. Prova sonrasında boş bir tiyatro salonundayız. Bir gece önce oynanan oyunun dekoru hâlâ sahnededir. Az sonra teknisyenler gelip, ona (Feuerbach'a) hiç aldırmadan dekoru sökecek, o gece oynananacak olan oyunun dekorunu kuracaklar. Ne var ki oyuncunun (Feuerbach) öyküsü henüz yeni başlamak üzeredir.
Dostlar Tiyatrosu'nun yeni oyunu Tankred Dorst'un 'Oyuncu'su (Ben Feuerbach) işte böyle bir ortamda başlıyor. Sema Engin-Edinsel'in dilimize kazandırdığı Genco Erkal'ın sahneye koyduğu ve Ben Feuerbach rolünü üstlendiği oyunun diğer rollerinde Erdem Akakçe ve Zeynep Irgat var. Oyun, yedi yıl
ara verdiği sahneye tekrar dönmek isteyen eski bir ünlü oyuncu olan Ben Feuerbach'ın çağrıldığı iş görüşmesi sırasında yaşadıklarını, düşle gerçeğin iç içe geçtiği bir ortamda anlatıyor. Bu oyun hakkında pek fazla konuşmayan, konuşsa da 'yazılması'nı arzulamayan Genco Erkal sözleriyle seyirciyi koşullandırmak yerine onu merakta bırakmaya niyetli.
'Oyuncu' ile kendisine bir armağan verdiğini düşünen Erkal: "Keyfimden, canım istediği için bu oyunu oynuyorum. Oyunu keyfime ortak olmak isteyenlere ve kendime oynayacağım. Paylaşmak isteyen gelir. İstemeyenin de canı sağolsun."
'Oyuncu' Dostlar Tiyatrosu'nun gündeminde nasıl bir yorumla yer alıyor?
Bu oyunla ilgili yanıt vermek istemediğim iki soru var. 'Bu oyunu neden seçtiniz ve nasıl bir yorumu tercih ettiniz?' Politik tiyatro yapan Dostlar Tiyatrosu'nun anlayışında her şey biraz daha açık seçiktir. Belli nedenlere dayalıdır, düşünce ağırlıklı oyunlar sahnelenir. Politikanın ağırlıklı olmadığı bir oyun bu. O yüzden de bugüne kadarki yaklaşımımızı bir kenara çektik. Öte yandan oyunla aramda gizemli bir ilişki var.

........................................................Ne tür bir gizem bu?
...................................Pek mantıkla açıklanabilecek türden bir ilişki değil. Oyunu okuduğum andan itibaren 'Ben bunu oynamalıyım' dedim. Tekste karşı bir sevgi ve tutku oluştu.
Ama nedenlerini kendime açıkayamıyorum. Yorumlarken de çok fazla kafamı işin içine sokmamaya çalıştım. Daha çok sezgilerim, içgüdülerimle gitmek istedim
üzerine. Herkes kendi bakış açısıyla, o güne kadar yaşadığı deneyimlere ve birikimlerine göre değişik yorumlayabilir; açık uçlu bir oyun olacak. O yüzden de seyirciyi koşullandırmak istemiyorum.
Oyuncunun kendisini, oyuncuyu, oynamasının bir takım tuzakları var mı?
Buradaki oyuncunun bana çok yakın yönleri olduğu kadar çok uzak noktaları da var. Zaman zaman çelişiyor zaman zaman benzeşiyoruz. Aslında yapmak istediğim şey hem yazarın yazdığı biçimiyle onun özgün kişiliğini ortaya çıkarmak, hem de kendimi rolün içine katıp yorumlamak. Aslında bu her rolde böyle. Kendinle örtüşen ya da zıt yanlarını belirterek yorumlamak lazım. O bakımdan oyuncuyu oynamak başka bir rolü oynamaktan farklı değil. Tabii aynı meslekten geldiğimiz için çok iyi anlayabildiğim yanları var. Tuzaktan çok bana kolaylıklar sağladı. Bu oyunda benim en çok dikkatimi çeken, oyuncunun bütün bir yaşam boyunca sınav vermek zorunda olması. Hepimiz hayatımızda sınav veriyoruz. Bu adam çok ünlü bir oyuncu olmasına rağmen yedi yıl gibi bir süre ara verdikten sonra sahneye dönmek istiyor ve sınav verip kendini kanıtlaması gerekiyor. Ben bunu kendi yaşamımda sürekli yaşıyorum. Her oyunda her gece seyirci karşısında bir sınav verdiğimi düşünüyorum.
Oyun, sanatın tüm özgürlük kışkırtmalarına rağmen tiyatroda belli bir disiplini kabullenmenin ve oyuncunun da dehaya boyun eğememesinin gerekliliğine işaret ediyor...
Bu, oyunun can alıcı temalarından biri. Sanatta özgürlük nereye kadar? Deha ve delilik birbirine çok yakın. Akıl hastalığı ile sanat... 'Eğer şizofreni olmasa sanat, keşifler olmazdı' diye bir söz var program dergisinde. Pek çok sanatçı deliliğin kenarında dolaşmaz mı? Birinin olaya başka bir yerinden başka türlü bakması. Ayrı bir dünyada olduğu için farklı bakıyor. Onun için de sanatçı olabiliyor. Başka kimsenin yazamadığı gibi şiir yazıyor. Sanatçı çok sıradan değil. Bu çok önemli noktayı konuşmak istemiyorum, isteyen gelsin görsün.
'Oyuncu' (Ben Feuerbach) 19 Ocak'ta saat 20.30'da Muammer Karaca Tiyatrosu'nda görülebilir. Tel: 252 59 35